Siz değerli konuklarımızla sabah saat 08:15’de İzmir Adnan Menderes Hava Limanında buluşuyoruz. Check-in ve bagaj işlemlerimizi tamamladıktan sonra Sunexpress Hava Yolları’na ait uçağımız ile saat 11:15’te Aktarmasız (direkt) uçuşumuzu gerçekleştiriyor ve yerel saat ile 12:10‘da Butmir Saraybosna Uluslararası Havaalanına ulaşıyoruz. Bagajlarımızı alıp pasaport ve gümrük işlemlerimizi tamamlayarak, bizi bekleyen otobüsümüz ile son gün doyasıya gezeceğimiz Saraybosna’ya yeniden gelmek üzere Balkanların Sembolü haline gelmiş olan köprüsüyle ünlü Mostar’a hareket ediyoruz. Neretva Nehri üzerinde bulunan, 1557–66 arasında Mimar Sinan’ın öğrencilerinden Mimar Hayreddin’in inşa ettiği, ancak 1993’te Hırvat topçu ateşiyle yıkılan, daha sonra 2004’te Türkiye’nin de büyük desteğiyle orijinal malzeme ve dönemin inşa teknolojisiyle yeniden yapılan, UNESCO Dünya Mirası Listesi’ndeki Mostar Köprüsü ile turumuza başlıyoruz. Eski Hamam, Koski Mehmet Paşa Camii, Kuyumcular Çarşısı’nı görerek serbest zaman veriyoruz. Mostar gezimizi tamamlayıp,  Avrupa’nın en hızlı su çıkış kaynağına sahip olan Buna Nehri’nin kenarındaki Sarı Saltuk Tekkesi’ni (Alperenler Tekkesi) görmek üzere Blagaj’a gidiyoruz. Doğal güzellikteki çevresiyle dikkatleri üzerine çeken ve 1465’te Osmanlıların eline geçtikten sonra kurulan tekke, Bosna’nın yerel halkı olan Boşnakların hızla Müslümanlığı seçmesinde çok önemli bir rol oynamıştır. Burada ki etkileyici gezimiz sonrasında, Medjugorje’de bulunan otelimize yerleşiyoruz. Akşam yemeği ve konaklama otelimizde

Otelimizde alacağımız kahvaltının ardından, bir sonraki gezi durağımız olan Karadağ sınır kapısına doğru yola koyuluyor sınırdaki gümrük işlemlerimizin ardından fotoğraflarını sıkça gördüğümüz Kotor Körfezi’ni takip ederek Perast kasabasına ulaşacağız. Kotorska körfezinde konuşlanmış muazzam bir Orta Çağ köyü olup, aynı zamanda UNESCO koruması altındaki Perast’a geçiyoruz. Sahiline bakan 2 küçük adadan birincisi bir manastır adası olup ve turistik ziyarete kapalı olan Sveti Djordje yani St. George Adası, diğeri ise insan eliyle 600 yıl önce yapılmış olan Lady of the Rocks (Kayaların Leydisi) adasıdır. Hayran kalacağınız bu güzellikleri resimlemek üzere alacağımız kısa bir fotoğraf molası sonrasında, tarih boyunca coğrafi şartlarından dolayı Osmanlılar tarafından ele geçirilemeyen Kotor'a geçiyoruz. Surlarla çevrili olmasından dolayı Kotor şehrini gezmek ve yürüyüş turumuzu yapmak üzere, büyük seyahat gemilerinin demirlediği muhteşem limanının karşısında görkemle duran deniz kapısından girerek, Silah Meydanını, Tarihi Saat Kulesini, Utanç Piramidini, Aziz Triphon ve Aziz Nikola Kiliselerini, eski kentin önemli meydan ve malikânelerini göreceğiz. Birbirinden güzel fotoğraflar çekebileceğiniz ve kendine has lezzetlerini tadabileceğiniz eski şehirdeki gezimizin ardından manzaralarına hayran kaldığımız Adriyatik kıyılarını takip ederek, renkli gece hayatı ile Balkanlar’ın en ünlü tatil merkezlerinden Budva’nın güzel plajlarından geçerek, en gözde turistik destinasyonlarından biri olan bölgede ilerlerken kısa bir fotoğraf molası için  St. Stefan Adası’na münhasır bir noktada mola veriyoruz. Sonrasında, kısa bir yolculuk ile kıyısında kurulduğu göl ile aynı adı taşıyan ve Osmanlı ordusunun önemli üslerinden biri olan İşkodra'ya geçiyoruz. Burada bulunan tarihi kaleyi gördükten sonra İşkodra’daki otelimize yerleşiyoruz. Akşam yemeği ve konaklama

İşkodra’da otelimizde alacağımız kahvaltının ardından, 1614’te Süleyman Paşa tarafından imar edilen ve 1920’de Arnavutluk’un başkenti olan Tiran’a ulaşıyoruz. 20.yüzyıl savaşları arasında kalmış ve 40 yıl boyunca Enver Hoca’nın diktatörlük rejimini yaşamış, Balkanlar’ın dağlık ülkesi Arnavutluk’un bu gözde şehrinde Ethem Bey Camii, Tarihi Saat Kulesi, Ulusal Müze, Opera ve Bale Binası, Parlamento ve Başbakanlık Binaları, Cumhurbaşkanlığı Köşkü ve İskender Bey Heykeli ve Meydanı göreceğimiz yerler arasındadır. İtalyan ve Osmanlı kültüründen izler taşıyarak Balkan kültürüyle de harmanlanmış olan Arnavutluk’taki turumuzu tamamlıyor ve Balkanların Osmanlı döneminde kurulan şehirlerinden olan Elbasan’da panoramik turumuzu gerçekleştirerek, Shkumbini Nehri Vadisi boyunca ilerliyor, Arnavutluk sınırına çok yakın bir noktada bulunan ve Ohrid’e 29 km uzaklıktaki gölün doğduğu yer olan anılan Aziz Naum (St. Naum) Manastırına gidiyoruz. 905 yılında inşaası tamamlanan ve Kiril alfabesi ile hiristiyanlığın yaygınlaşmasında çok önemli rol oynayan, kilise, otel ve mezar odasından oluşan komplekse ulaştığımızda çevresindeki doğal güzelliklerden etkileneceğinize eminiz. Harika fotoğraf kareleri aldıktan ve rehberimizin anlatımlarını dinledikten sonra otelimize yerleşiyoruz ve keyifli bir günün ardından otelimize yerleşiyoruz. Otelimizde alacağımız akşam yemeği esnasında Balkan müzikleri ve folklor gösterileri eşliğinde unutulmaz bir gece yaşıyoruz. Konaklama Ohrid’de otelimizde.

Otelimizde kahvaltımızı yapmamızın ardından, dileyen konuklarımız, dünyanın en temiz gölleri arasında yer alan Ohri Gölü’nde tekne turuna katılabilirler. (ekstra) Keyifli tekne turunda “Elveda Rumeli” dizisinde “Kaymakamlık Konağı” olarak kullanılan Ohri Başpiskoposluk Binası, Tito’nun Yazlık Konutunu ve Oteller Bölgesini görme şansına sahip olacaksınız. Keyifle geçen tekne turu sonrasında, şehir gezimize başlıyoruz. Aziz Klemeus Heykeli ve Meydanı, Ayasofya Kilisesi, Kiril Alfabesini bulan Kiril ve Methodi kardeşlerinin heykelleri, Asırlık Çınar Ağacı, Ali Paşa Camii, Halvetiye Tekkesi, Bizans dönemi Meryemana Kilisesi, Hacı Turgut Camii görerek gezimizi tamamlıyor ve Türk Çarşısı’nda serbest zaman veriyoruz. Bu esnada meşhur inci takılardan alışverişler yapabilirsiniz. Buradaki gezimizi tamamladıktan sonra Yol güzergâhında Jön Türk Devriminin öncülerinden Niyazi Beyin memleketi olan Resne’ye uğruyoruz. İki göl arasında kalmış şanslı bölge olarak nitelendirilen ve Prespa havzasında yer alan bu güzel kasabayı ziyaret ederek Resneli Niyazi Bey Sarayını görüyoruz. Rehberimizin bizleri bilgilendirmesinden sonra kısa bir yolculuğun ardından Manastır’a hareket ediyoruz. Kısa bir yolculuğun ardından, Osmanlı döneminden sonra Bitola olarak anılan ve Yunanistan’a en yakın bölgede bulunan Manastır’a varıyor ve gezimizin en etkileyici anını yaşayacağımız, Atatürk’ün mezun olduğu Askeri İdadiyi ve Atatürk Müzesini (Bitola Müzesi) ziyaret ediyoruz. Ardından Şirok Sokak’ı, Eleni Karinte’nin Evini, o çok bilinen türküye ilham olan “Manastır’ın ortasındaki” havuzu ve çeşmeyi, İshâk Çelebi Camii, Haydar Kadı Camii, Bedesteni yani Türk Çarşısını görüyor ve serbest zaman veriyoruz. Programımızı tamamlayarak, Manastır’dan ayrılıyor, Makedonya’nın üçüncü büyük kenti olan Kalkandelen (Tetovo)’e doğru yola çıkıyoruz. Şar dağlarının eteklerinde kurulu ve Pena Nehri kenarında bulunan kente yani, Kalkandelen’e ulaşıyoruz. Arnavut nüfusunun fazla olduğu bu güzel şehirde panoramik olarak şehir turumuzu yapacak ardından Alaca Camii’ni ziyaret edeceğiz. Mimari tarzı, dönemin Osmanlı camilerinin geleneksel özelliklerini taşır. Kesme taşlarla yapılmış olan cami, dış cephesindeki detaylarla dikkat çeker. Giriş kapısı ve pencerelerindeki işlemeler, Osmanlı süsleme sanatının güzel örneklerindendir. Caminin iç mekânı da aynı estetik anlayışı yansıtır; zarif mihrap ve minberi, özenle işlenmiş ahşap detayları ve yüksek kubbeli tavanıyla dikkat çeken Camii’yi gezdikten sonra Üsküp’e gidiyor Akşam yemeğimizi yerel restoran’da veya otelimizde alıyoruz.

Otelimizde alacağımız kahvaltıdan sonra, Makedon Coğrafyasının doğasına özgü “Cennet köşe” Matka Kanyonunu gezmek üzere yola koyuluyoruz. Treska Nehri’nin Vardar Nehri ile buluştuğu alanda “Dünyanın en güzel doğa harikası yerleri” listesinde yer alan Matka Kanyonu’na gidiyoruz. Üsküp'e yaklaşık 15 kilometre uzaklıkta bulunan bu doğal güzellik, Vardar Nehri'nin oyarak oluşturduğu derin ve sarp kayalıklar arasında yer alır. Yorgunluğumuzu alacak sakinliği yanında mağaralarıyla ve doğal keşif noktaları sizleri büyüleyecek güzellikte Kanyon’u dileyen misafirlerimiz ekstra küçük tekneler eşliğinde de keşfe çıkabileceklerdir. Yüksek kayaların arasında bulunan Matka Kanyonu’nda kuşların cıvıltısı ve suyun kıyıya çarpan hafif çırpınışları eşliğinde gezintimizi tamamladıktan sonra keyifli bir yolculuk ile Kosova’ya gitmek üzere yola koyuluyoruz. İlk durağımız Priştine olacak. Kente varışımızın ardından Panoramik Şehir turumuzda, 19. Yüzyıldan kalma Saat Kulesi, Osmanlıların 15. yüzyılda yaptırdığı Fatih Sultan Mehmet Külliyesi, özgün iç süslemeleri ile 18 yüzyılın önemli eserlerinden Yaşar Paşa Camii’ni görüyoruz. 1389 Kosova Muharebesi sonucu Kosova Ovası'nda şehit edilmiş Osmanlı Padişahı Sultan Murat Hüdavendigar Türbe ve Müze’sini ziyaret ediyor ve daha sonra muhteşem doğa manzaraları eşliğinde ilerleyerek Prizren’e gidiyoruz. Tarihi 15 asır gerilerden gelen bu güzel şehri tanıtan, mimari silüeti ve 5 vakit minarelerinden ezan sesleri yükselen, yol ve dükkân levhalarındaki Türkçe ibareleri ile ilk görüşte Anadolu Osmanlı kenti intibasını veren Prizren’deki gezimizde, Sinan Paşa Camii, Meryemana Kilisesi, Halveti Tekkesi, Mehmet Paşa Camii ve Hamamı ve Taşköprü görülecek yerler arasındadır. Kentin tarihi çarşısında öğle yemeği ve alışveriş için serbest zaman sonrasında, Üsküp’e geri dönüyoruz. Üsküp Kalesi önüne gelerek yürüyüş turumuza başlıyoruz. Sırasıyla Mustafa Paşa Camii, Sulu Han, Murat Paşa Camii, Çifte Hamam, Kapan Hanı, Davut Paşa Hamamı, Taş Köprü gibi Osmanlı yapısı eserlerini görüyor, Eski Türk Çarşısı’nda serbest zaman veriyoruz. Rehberimizin yönlendirme ve tavsiyeleri ile, dileyen misafirlerimiz sevdikleriyle birlikte çarşının bizleri kendisine çok yakın hissettirecek ortamın keyfini çıkarabilirler. Yeniden buluşmamamızın ardından Makedonya Meydanı’nda, Çar Samuil, Jüstinyen, II.Philip, Kraliçe Olympia, B.İskender Heykelleri, Rahibe Teresa Anı Evi’ni gördükten ve fotoğraf molamızı verdikten sonra akşam yemeğimizi alarak konaklayacağımız Üsküp’teki otelimize geçiyoruz.

Kahvaltının ardından, Belgrad kentine doğru yola çıkıyor keyifli bir seyahatin ardından, tarihin izlerini taşıyan taş evler ve tarlaların yeşil örtüleri arasında Sırbistan sınır kapısından ulaşıyoruz. Gümrük-geçiş işlemlerimizi tamamladıktan sonra ilk olarak kent hakkında rehberimizin bilgilendirmeleri eşliğinde, tarih boyunca çeşitli kültürlerin, dinlerin ve medeniyetlerin kesişme noktası olan Sırbistan’ın başkenti Belgrad’ın ikonik sembolü haline gelmiş olan ve Sava ve Tuna nehirlerinin kavuştuğu noktada yükselen Kale Megdan’ndan (Belgrad Kalesi) başlayarak Saat Kule Kapı ve İstanbul iç ve dış Kapılarını, Tuna Nehri ve Sava Nehirlerinin buluştuğu noktayı, Sokullu Mehmet Paşa Çeşmesini, Damat Ali Paşa Türbesini, Askeri Açık Hava Müzesini ve Fransa’ya Şükran Anıtı’nı rehber anlatımları eşliğinde geziyoruz. Gezimizin ardından sokak müzisyenlerinin ezgileri arasında şehrin atmosferinin keyfini çıkarabileceğiniz, tarihi binalar, kafeler ve alış-veriş mağazalarıyla dolu Belgrad’ın en ünlü yaya caddesi olan Knez Mihailova Caddesinde serbest zaman alıyoruz. Geçirdiğimiz keyifli bir zamanın ardından konuklarımızla yeniden bir araya gelerek Belgrad da otelimize yerleşiyoruz.Akşam yemeği ve konaklama

Kahvaltının ardından, Saraybosna kentine doğru yola çıkıyor keyifli bir seyahatin ardından, tarihin izlerini taşıyan taş evler ve tarlaların yeşil örtüleri arasında Sırbistan-Bosna Hersek sınır kapısına ulaşıyoruz. Gümrük-geçiş işlemlerimizi tamamladıktan sonra Balkan coğrafyasını dağları ve nehirleri ile süslediği iç açıcı doğal manzaraları eşliğinde Bosna-Hersek’in başkenti Saraybosna’ya ulaşıyor ve turumuza başlıyoruz. İki asır boyunca Balkanlar’ın kültür başkentliğini yapmış, 1914’te Avusturya-Macaristan Veliahdı Arşidük Franz Ferdinand’ın Sırplar tarafından burada öldürülmesi üzerine Birinci Dünya Savaşı’nın çıktığı yer olan Saraybosna, barındırdığı dini çeşitliliği ile Avrupa’nın Kudüs’ü kabul edilir. Kent, 1992 savaşında ise Sırp, Hırvat ve Boşnaklar arasındaki yıkıcı savaşlar sonucu büyük tahribata uğramış olmakla birlikte güzelliğini halen büyük ölçüde korumaktadır. Franz Ferdinand suikastının yaşandığı Latin Köprüsünü otobüsten görerek, Saraybosna’daki yürüyüş turumuza Bosna Savaşında günlerce yanan ve milyonlarca el yazması eserin yok olduğu Eski Kütüphane, Seher Köprüsü, İnat Evi, Hünkâr Camii ile başlıyoruz. Eski kentin Avusturya bölümünde Katolik Kilisesi, Sonsuz Ateş Anıtı, Sinagog gibi eserleri, Türk bölümünde ise Ferhadiye Camii, Morica Han, Gazi Hüsrev Bey Külliyesi gibi eserleri görerek gezimizi tamamlıyoruz. Ardından, Saraybosna’nın sembolü olan Başçarşı’da serbest zaman verdikten sonra otelimize geçiyoruz. Restoran’da veya otelimizde akşam yemeğimizi alıyoruz.

Balkan gezimizi tamamladığımız ve Saraybosna’daki bu son günümüzde otelimizde kahvaltımzı aldıktan sonra odalarımızı boşaltıyor ve Hava Limanı transfer saatimize kadar alış-veriş ve gezmek için serbest zaman veriyoruz. Sevdiklerinize hediyelik eşya bakabileceğiniz kahvelerinizi içebileceğiniz serbest zamanınızın ardından aracımızda tekrar yerlerimizi alarak Hava Limanı’na gidiyor ve gerekli pasaport-chekin işlemlerinden sonra  Sun Express Havayolları'na ait saat 13:00’te hareket ederek, Türkiye saati ile 15:50’de  İzmir’e dönüyoruz. Güzel ve keyifli bir turun ardından, bir başka Academic Tour seyahatinde buluşmak üzere siz değerli konuklarımızla vedalaşıyoruz.