1 Gün: AKŞAM :
Akşam saat 00::30 da siz değerli konuklarımızla buluşarak, turumuza başlıyoruz. Uygun molalarla sabaha karşı ÇANAKKALE’ye varıyoruz.
SABAH :
Uygun bir yerde kahvaltımızı yaptıktan sonra, ilk feribot seferi ile Gelibolu yarımadasına geçip, Kabatepe Limanında sıramızı alıyoruz. Feribot ile GÖKÇEADA’ya yaklaşık 1.5 saat süren yolculuğumuzda, Kuzu Limanına yaklaşırken adanın volkanik yapısı dikkat çekiyor… Kelimelerle anlatmanın mümkün olmadığı ancak yaşanarak ulaşılabilir bir güzellik olan GÖKÇEADA, eski adıyla İmroz Adası, geçmişinde önemli bir yere sahip olan Rumlar ve Osmanlı nedeniyle, tarihi ve doğal dokusuyla, adeta cennetten bir parça gibidir. Su kaynaklarının zenginliği açısından, Ege denizinde 1. sırada yer alıyor. Aynı zamanda Cittaslow ünvanı ile de dünyanın ilk ve tek sakin adasıdır. Turumuzda ilk olarak Rum köylerinden ZEYTİNLİ KÖYÜ’ne gidiyor ve meşhur dibek kahvesinden veya sütlü tatlılarından tadıp, yol yorgunluğumuzu atıyoruz. Buradaki gezimizi tamamladıktan sonra, merkezde öğle yemeği molası veriyoruz. Bu esnada organik ürünlerinden, kurabiyelerinden, reçelinden, balından, şarabından almayı unutmayın! Ardından, merkezde bulunan Kale Palace vb. otelimize yerleşiyoruz. Misafirlerimize biraz dinlenme fırsatı verdikten sonra, adanın güneyinde yer alan AYDINCIK PLAJI’na gidiyoruz. 1200 mt. uzunluğunda altın renkli, ince kumu ve tenhalığı ile rahat edeceğiniz bu plajda rahatça denize girme şansınız olacak… İsteyen konuklarımız, Aydıncık sahilinin hemen yanında bulunan Tuz Gölünün şifalı çamuruyla, çamur banyosu yapabilir… Keyifle geçen deniz molamızın ardından, tekrar otelimize dönüyoruz. Bu kez Türkiye de güneşin en son battığı yer olan Gökçeada da, gün batımını izlemek için hazırlanıyor ve Rum Köylerinden KALEKÖY’e gidiyoruz. Antik sur kalıntıları arasında, Semadirek adasını da karşimiza alıp, güneşin denize kavuşmasını izliyor ve bu anları fotoğraf karelerimize ekliyoruz. Muhteşem gün batımı seyrinin ardından, KALEKÖY Limanına iniyoruz. Balık lokantaları, barları, çay bahçeleri, hediyelik eşya standları ile geceleri adanın en hareketli yerinde, rehberimizin yönlendirmeleri ile akşam yemeğimizi alıp, keyifli saatler geçiriyoruz. Konaklamak otelimizde
2 Gün: Sabah otelimizde alacağımız kahvaltı sonrası, 15 Ağustosta Meryem Ana Yortusu’nun gerçekleştiği, TEPEKÖY’ü ziyaret ediyoruz.. Rum Köyü olan Tepeköy’de 625 yıllık Çınarı ile Çınaraltı seyir noktasında fotoğraf molası veriyoruz. Daha sonra, programımızda yer alan diğer bir Rum Köyü BADEMLİ KÖYÜ’ne geçiyoruz. Buradaki Çamaşırhaneyi ve asırlık Çınarı da gördükten sonra, unutulmaz anılarımızla, istemeyerekte olsa bu güzel Ada’ya veda ederek, feribot sırasına girmek üzere Limana gidiyoruz. Keyifli feribot yolculuğumuz ile önce Yarımadaya, ikinci bir feribot ile de ÇANAKKALE’ ye ulaşıyoruz. Burada vereceğimiz mola sonrasında, Kazdağlarının en güzel köylerinden olan Oğuz Boyları’ nın kurduğu Büyük Çetmi, yeni adıyla YEŞİLYURT KÖYÜ’ne hareket ediyoruz... Köy meydanındaki açık hava kahvesinde soluklandıktan sonra, taş evler arasında gezintilerimizi yapıyoruz. Zeytin ve çam ağaçları ile çevrili tam bir oksijen deposu olan bu köy ve bu ortamda Pinecone Butik Otel’de vb. konaklama yapıyoruz. Akşam yemeği ve konaklama otelimizde.
3 Gün: Sabah otelimizde alacağımız kahvaltı sonrası, KAZDAĞLARI’nın gizli cennet köşelerini keşfe çıkıyoruz. Önce yönümüzü ADATEPE KÖYÜ ve ZEUS ALTARI’na çeviriyoruz. Köye varmadan önce, yolumuzun üzerinde bulunan ve bir sunak yeri olarak bilinen, halk arasında ise ‘’Körfezin Balkonu’’ olarak adlandırılan bu alana ulaşmak için, yaklaşık 800 metrelik hafif meyilli bir toprak yoldan, çam ağaçlarının arasından ilerliyoruz. Vardığımızda ise Edremit Körfezi adeta ayaklarımızın altında bize muhteşem bir seyir sunuyor… Rum Ustaların ellerinden çıkmış taş yapılardan oluşan Adatepe Köyü’nün meydanında, tarih kokan sokaklarında gezerek, heybetli çınar ağaçların gölgesinde bulunan çay bahçelerinde, içeçeklerinizi alabilir, keçi sütlü ve otlu dondurmalardan tadabilirsiniz. Daha sonra muhteşem doğa manzaraları eşliğinde MIHLI ÇAYI’na gidiyoruz. Aracımızdan indikten sonra, yaklaşık 20 dakikalık bir yürüyüş ile, kemerli bir Roma köprüsü olan BAŞDEĞİRMEN KÖPRÜSÜ’nü görüyor ve hayranlık uyandıran bu yapıyı fotoğraflarımızla ölümsüzleştiriyoruz. Çam, çınar, zeytin, teşbih, defne, incir, ayva, armut, kekik ve böğürtlen ağaçlarının çevresinde dans ettiği Mıhlı Çayı'nda ayaklarımızı buz gibi suya sokarak, huzur veren doğası içerisinde geçireceğimiz keyifli zamanın ardından, öğle yemeği için NARLI KÖYÜ mevkiine hareket ediyoruz. Misafirlerimizin arzularına göre buradaki imkanlardan faydalandıktan sonra, Kazdağlarının eteklerinde efsanesi ile bilinen ve Sarıkızın yaşamış olduğu köy olarak rivayet edilen KAVURMACILAR KÖYÜ’ne gidiyoruz. Terk edilmiş bir köy olan bu yerleşim yeri, şimdi adeta küllerinden yeniden doğmakta… Çam ormanları ve Kazdağlarının bol oksijen havası içerisinde ilerleyerek, bakımsızlıktan yıkılmış kerpiç yapıların arasında, yeni inşaa edilmiş taş yapıların da bulunduğu sokaklar içerisinde yürüyüşlerimizi tamamlayarak, körfez manzarasında kahve molası ile turumuzu tamamlıyoruz. Unutulmaz anılarımızla, geri dönüş yolculuğumuza başlıyoruz. Akşam saatlerinde İZMİR’ e ulaşıyoruz ve bir başka ACADEMİC TOUR seyahatinde görüşmek üzere siz değerli misafirlerimizle vedalaşıyoruz.
65 YAŞ ÜSTÜ MİSAFİRLERİMİZ SEYEHAT YOL İZİNLERİNİ E-DEVLET SAYFASI LİNKİNE TIKLAYARAK ALABİLİRLER.
HES KODU ALMAK ÇOK KOLAY...